19 Nisan 2015 Pazar

KAHVALTI = KAHVE ALTI

Hep merak etmişimdir; öğle ve akşamları yediğimiz öğünlere zamanın adını verirken neden sabah yemeği yerine kahvaltı dendiğini. Biraz karıştırıp sebep olabilecek detaylarla buluştukça, önemli bir gerçeğin daha yeniden farkına vardım: Geçmişin kültürünü hazırlayan akılların bugünün insanından daha erdemli, daha geniş açıdan bakabilen birer ilim küpü olduğunun. Başka bir ifadeyle; eğer gelişmeyi hayat algısı açısından yetkinlik olarak alıyorsanız, zaman ile gelişmişliğin her zaman doğru orantılı olmayacağının...

Kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu malumunuz, onda şüphe yok. Gün boyu vücudun ihtiyaç duyduğu temel enerji ve biyokimyasal gereksinimlerin çoğunun sağlandığı, güne başlangıç öğünü. Fakat diyorki ustalar; eğer bir kahvaltı sonrasında bir fincan kahve içmediyseniz, kahvaltı yapmış sayılmazmışsınız. Çünkü o bir fincan kahve, metabolik canlandırıcılığının yanında vücudu gün boyu her türlü dış etkiden koruyacak müthiş bir bağışıklık sistemi kalkanı oluşturuyor.

Belki de o bir fincan kahve gün boyu birkaç kez hemen her sağlıklı vücutta oluşan ve kanserin ilk adımı olan tümoral başlangıç hikayesinin, vücut lehine zaferle sonuçlanmasının bir sigortası. Metabolizmanızı hızlandırarak yağ oluşumuna ve dolayısıyla obeziteye önemli bir fren oluşturuyor. Beyinsel fonksiyonlarınızın daha etkin kullanımına yardımcı oluyor, sinaps denilen bölgelerdeki sağlıklı nörotik etkileşimin gereksinim duyduğu biyokimyasal dengenin oluşumuna katkıda bulunuyor ve saire saire...


Kahveden kastedilen Türk kahvesi veya çekirdek kahvesi. Hazır çözünen kahveler, üçü ikisi bir arada olanlar değil. Bunu öğrenmem biraz pahalıya mal oldu; meğer doğal kahve kalori açısından çok çok zayıfken, kilo yapmanın muhitine dahi uğramazken hazır kahveler ve özellikle yan eklentileri onlarca kat kalori ve kilo katkısı sağlıyorlarmış insana. Özellikle son yıllarda “daha pratik yaşam” için sunulan hepsi bir aradaların içindeki kansorejenler de cabası.

Şüphesiz, kahvenin yanında ayrılmaz bir ikram olan suyun da bir nedeni olmalı: Kahve bilinen önemli dehidrasyon (Dehydration, vücuttan sıvı ve ödem atma) görevi gören içeceklerdendir. Bu nedenle, vucudun kaybedeceği suyun peşinen yerine konmasında fayda var.

Önce geçmişi cehaletle suçlayıp, kendisini gelmiş geçmiş büyük bilgelerden sanan günümüz insanının dönüp dolaşıp geldiği nokta genelde geçmişin hakkını iade etmek oluyor. Her kim ya da kimler, adı ile müsemma “kahvaltı” ifadesini kültürümüze kazandırmış ise benden ve bizden çok daha derinlerde, şüphesiz.

Kahvaltı; kahve altı; kahvenin altından (önünden) yenen öğün. Eğer onu yediyseniz şimdi güzel ve çok şekerli olmayan, köpüğü üzerinde bir Türk kahvesinin tam zamanı. Derler ya; bir kahvenin hatırı kırk yıldır diye. Gerçekten de öyle; hem sizin insanlarla ilişkilerinizde hem hücrelerinizin birbiri ile olan ilişkilerinde...

Medeniyet dediğimiz olgunun mimarlarına hürmet dolu selamlar.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder