21 Mart 2015 Cumartesi

KİTAP ÖNERİM: MERAKLI ZİHİNLER

Geçtiğimiz yıl okuduğum kitaplar arasında beni en fazla etkileyeni şüphesiz Tübitak Yayınları'ndan çıkan Meraklı Zihinler isimli kitap oldu.


Hikayesi şöyle: Kitaba kendinden birşey koymayan ama çok anlamlı bir bahçeden derlediği gülleri sunan bir editörün; John Brockman'ın aklına, bugüne yön veren; alanlarında otorite olmuş 27 adet bilim insanına şu çok önemli soruyu sormak geliyor:

- Siz nasıl bilim insanı oldunuz, nasıl bir çocukluk yaşadınız ki bilimin lokomotifi oldunuz?

Kariyerlerinin zirvesindeki 27 isime sorulan bu müthiş soru karşılık bulur ve her biri kendi çocukluğunu özetleyen birkaç sayfalık birer mektup yazarak Brockman'a gönderirler.

İşte, şiddetle önerdiğim bu kitap; editöre yanıt olarak verilen 27 adet mektubun derlenmesiyle oluşmuş, harikulade bir ibret vesikası. Her yerde tek savunduğum ana tezim olan, çevrenin insan üzerindeki etkisinin nelere sebep olabileceğini gösteren tam bir delil. Ailenin, mahallenin, okulun, öğretmenlerin Einstein'a nal toplatacak beyinleri nasıl yok ettiğinin, çürüttüğünün, değersiz ama önem peşinde koşan yaratıklar haline getirdiğinin önemli bir anıtı...

Kitaptaki bilim insanlarının ağırlıklı bir bölümünün Yahudi asıllı olduğu hemen dikkatimi çekti. Bugünün profesörleri, dünün İkinci Dünya Savaşı'nı görmüş, Nazi zulmü altında can korkusu içinde Almanya'da yaşamaya çalışmış ailelerin çocukları. Bu halde bile, akşam yemeklerinde aksatmadan ailece yaptıkları sohbet konularını duyup kendi yaşamınızda tarttıkça ezileceksiniz belki, belki de umursamamaya devam edeceksiniz. Nazinin fırınlarında yakılma korkusuna rağmen, gizlice hafta sonlarını çocuklarının elinden tutarak kütüphanede geçiren aç, sefil, meteliksiz, can güvencesiz ailelerin hikayelerini okuyacaksınız. Biraz bunu muhakeme edecek cesareti gösterebilirseniz, kendiniz ve çevrenizdeki yaşamla karşılaştırıp irkileceksiniz.

Çevrenin canlı üzerindeki etkisinin yanında bireyin kendi genetiğinin etkisi inanınki devede kulaktır. Bunu çok iyi gösteren bir yazıttır, bu kitap. 

Hiçbir şey tesadüf değil hayatta: Ne gelişmişlik ne de gelişmemişlik! Bağımsız olmanın bir bedeli, gereken ter diyeti vardır. Ve bilim evde başlar, sokakta gelişir.

Lütfen bu kitabı okuyun ve okutturun çocuklarınıza, kardeşlerinize, öğrencilerinize. Bu kitabı okuyana, hatırım için beş puan fazla versin öğretmenler.

Bizimkiler gönlü olmadığında parasını bahane eder; pahalı der: Evet, çok pahalı: 8 TL, 7 TL'ye internetten alırsın, zorlarsan topluca 6 TL'ye de yaklaşırsın. Sahi, senin cebindeki zehire hergün ne kadar akıtıyorsun ey tiryaki?

Bazen görürüm, birileri elde para ne hayır işlesem diye düşünür. Sonra bunalır; yine mevlüt şekerine kalır, dağıtmak için. Gidip TÜBİTAK'tan bu kitaptan alsan 20,30,50,100 neyse en yakın okula ya da muhitindeki insanlara götürüp dağıtsan ne olur?

Bence çok şey olur. Gör bak, herşey değişir. Başta da sen değişirsin.

Tuzu bile kokmuş bir denizde berrak tatlı su balığı olunamaz. Çocuklara doğru düzgün bir çevre oluşturmak zorundayız. Yangında ilk kurtarılacak diye yazan dolaplar vardı, devlet dairelerinde. İşte bu tarif ettiğim çevrede de ilk değişmesi gerekenler yetişkinler, anne babalar ve kesinlikle öğretmenler.

Bunu yapmak zorundayız, çocukların özgür hayal güçlerini sinelerinden alıp ellerinde sertifika ve diploma, test delisi, kariyer faresi yapmak yerine. Yoksa havanda su dövmeye devam edip durmaktır, tüm sergilediğimiz.

Bu kitabı okuyun, okutturun. Mademki bize oku (!) denilmiş.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder