9 Kasım 2015 Pazartesi

TOPRAKTAN İNSAN OLMAK

İnsanın hamuru topraktandır ve bu insanın var oluşunun, varlık nedeninin tanımlandığı önemli bir sırdır. İnsanoğluna durmaksızın okumak, öğrenmek, anlamaya çalışmak, kendini ve kendinin de dahil olduğu medeniyeti olumlu yönde geliştirmek, sorgulamak, araştırmak, çevresel koşullarla yaşamı süresince üzerine sinen yanlışlıklardan, kötülüklerden arınmak ve kaçınmak; görev olarak verilmiştir. 

İnsanoğlunun hammaddesi topraktır; bir çömlek ustasının sürekli dönen tezgahında şekil bulan kil kitlesi gibi ömür boyu şekillenmeyi, sosyal yaşamın en büyük armağanı olan eleştirilmeyi kabul etmek, bu eleştirilerle kendini tekraren tartıp referans doğrularıyla test ederek benliğinden, hatalardan arınmış yeni bir ben üretmeyi başarabilmektir; ideal insan modeli. 


Hayatın kişinin yüzleştiği kurgusu, zımpara taşı gibi onu sürekli eğeleyip düzeltirken kendisine, hamuru çerden çöptenmiş, işlenemez hammaddenmiş gibi muamele eden insanlar çoktur; ne eleştiri kabul ederler ne kendilerine bir an için dönüp bakarlar, "ben ne yapıyorum, neden varım?" diye sormak için. O denli katıdırlar, şekil almaya ve ömür boyu sürmesi gereken eğitime o denli kapalı.

Oysa dünyada hayal edebileceğiniz en sert madde bile hiç ummadığınız biçimlerde şekillenebilir yaratılmıştır. Yerinden kımıldamaz, kırmaya insanın gücü yetmez görülen devasa dağlar, kayalar bile, oyuklarına güz yağmuruyla sızan su damlasının kışın dondurucu etkisiyle genleşmesine dayanamaz, ortadan yarılıverirler. Sadece bu örnekten bile, düşünen insanın kendisine çıkarabileceği önemli dersler var ki insan dağların heybetli kayalarından daha sert olamaz, olmamalı: Esnek, eğitimle şekillenen, eleştirilerle kendini sivrilten, sınırlarını her geçen gün daha iyi bilen olmaktır, insanın hal-i münasibi. 

Ne hazindir; doğruyu bilen ama yanlışta ısrar eden kişilik olmak. Ne ikiyüzlülüktür; söz ile doğruluğunu kabul ettiği şeyleri davranışlarına yansıtmamak. Sözün aslı; insanın ölümü, kendisini şekillendirmeyi bıraktığı andır çünkü yaşam, kişinin sürekli olarak kendisini yontulamasıdır. Bu ise herkesin cesaret ettiği veya işine gelen bir durum değil. Böyle insanlar kolay ayırt edilebilir; içlerine girdiğinizde kendinizi zombiler; dolaşan ölmüşler içinde hissedersiniz.

Ne mutlu; kendisini her an mikroskobun lamına koyup inceleyebilenlere, başkalarını rahatsız eden huylarını ve yanlış olan ne varsa, arınmak için çaba gösterenlere. 

İşte bu ideal hal; ömür boyu devam eden bir döngü içinde sürdürülmesi gereken ana program satırlarından birisidir, insan için.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder